KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ TABANLI
SOSYAL BİLGİ MERKEZİ VE KONYA SOSYAL DOKU HARİTASI

ÖZET

         Büyükşehir Belediyeleri 5216 sayılı yasanın 7/v-18/m-24/j maddeleri ile sosyal hizmetlerden sorumludur. 5216 sayılı yasanın 7/h maddesi ise Büyükşehir Belediyelerine Kent Bilgi Sistemi ve Coğrafi Bilgi Sistemi kurmakla mükellef kılmıştır. Bu çalışma kanunun verdiği bu iki görevin birlikte değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkarılmıştır.


1.GİRİŞ

Belediyelerdeki hâlihazır ve imar paftalarının sayısallaştırılıyor olması yerel yönetimlerin kentin fiziksel yapısına hâkimiyetini arttırırken nüfus sayımlarında sosyal yapıya ilişkin bilgilerin çoğunlukla sorgulanmamış olması ve elde edilen bilgilerinde yerel yönetimlerce kullanılmaması kentlerimizi sadece yapıların öncelikli olduğu, birçok nedenden dolayı sürekli değişen insan faktörünün göz ardı edildiği, yığılma mekânları haline getirmektedir. (Sinan E)

Oysaki kentsel dokuda kendiliğinden oluşan sosyal kümelenmelerin mekânsal konumları ve bu kümelenmelerin içyapısının incelenmesi sonucu elde edilen veriler kentlerin planlanmasına önemli bir alt yapı hazırlayacaktır. Bu alt yapının yerel politik idarelerce değerlendirilmesi sonucu kentsel yapıda gerçekleştirilecek olan düzenlemelerin daha dengeli ve amacına uygun olması sağlanabilecektir. (Sinan E)

Türkiye hızla kentleşmekte ve kentler, artan nüfus baskısı altında kontrolden yoksun biçimlenmektedir. Değişen sosyal ve ekonomik yapı paralelinde kentsel işlevler de yeni ilişki sistemleri oluşmakta, mekânda yeni boyutlar ve yoğunluklar kazanan dinamik faktörler etkisinde yer seçmektedir. Bu işlevlerin mekân iliksilerini analiz edebilmek, bir diğer değişle, mekânsal yapının biçimlenmesini yorumlayabilmek ve bu yapının zaman perspektifi içindeki değişimini inceleyebilmek için bugüne dek geliştirilmiş kuram, model ve tartışmalar, değişen yapılar ve ortaya çıkan yeni ilişki biçimleri karsısında özellikle gelişmekte olan ülkelerin kentleri için yetersiz kalmaktadır. (Sinan E)

Buradan yola çıkarak mekân olgusunun bağımsız olmadığı, aksine diğer olgularla etkileşim halinde, bağımlı bir olgu olduğu görülmektedir. Mekân kavramı en çok da toplum kavramıyla karşılıklı etkileşim halindedir (Sinan E)

Coğrafi bilgi sistemleri, en genel tanımla, mekânsal sorunların çözümü için tasarlanmış, mekânla ilgili verilerin toplanması, yönetimi, işlenmesi, analiz edilmesi ve görüntülenmesi için kullanılan donanım, yazılım, veri ve yöntemler bütünüdür. Coğrafi Bilgi Sistemleri, coğrafi bilgilerin kullanılmasında, ilişkiler kurma ve planlama mantığı ile hareket etme olanağı verdiğinden, kentteki insan-çevre etkileşiminin sağlıklı olarak planlanmasında ve uygulamasında önemli rol oynamaktadır. Bilgiyi kontrol etme ve kullanma yeteneğine sahip olan bu sistem, mekân ve zamanın en iyi şekilde kullanılmasıyla kentsel hizmetlerin daha etkin, verimli ve çevreye daha duyarlı olarak sunulmasına katkıda bulunmaktadır. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin kentsel hizmetlerde yoğun bir biçimde kullanılması kentsel yaşam kalitesini olumlu yönde etkilemektedir(Koçak. H)

2.SOSYAL YARDIM UNSURU VE PROJE GENEL GEREKÇELERİ

Sosyal yardım, kendine mahsus basit bir kavram değildir. Sosyal yardım, sorgulanması gereken(sosyal, iktisadi vb) birçok sorunu bünyesinde barındırmaktadır. Anayasamıza göre Devletin ihtiyaç sahiplerine yardım yapması sosyal Devlet olmanın bir gereğidir. Toplumsal ortak değerlere göre ise bireyin veya yardım kuruluşlarının yardım yapması, insani bir değerdir. Devletin, yardım yapılan mekân ve insan bilgisini izlemesi ve bu unsurların Coğrafi Bilgi Sistemi tabanlı bir veri tabanında sorgulaması, takip etmesi, başka unsurlar ile birlikte (istihdam, planlama vb) analiz edilerek kullanması da sosyal devlet anlayışının bir gereği olmalıdır.

Sosyal yardım yapmada eleştirel olan görüşlerin başında, yardım alan kişilerde meydana gelebilecek olan “psiko-sosyal” sakıncalar gelmektedir. Bunlara göre, yardımdan yararlanacak kişinin muhtaç olduğunu kanıtlamak zorunda kalması ve yardım alırken bunu net olarak hissetmesi, bu kişiler üzerinde onur kırıcı etkiler yaratmaktadır (Gerek, 2004). Sosyal yardım alırken, bireyin “damgalanması” (Özdemir, 2004) anlamına da gelen bu durum, birey üzerindeki psikolojik olumsuz etkileri acısından tehlikeli bulunmaktadır. Aynı şekilde; sosyal yardım alanların, muhtaç durumda olduklarını ispatlamak zorunda kalmalarından doğan ve resmi mercilerin takdirinde gelişen bir süreç de söz konusu olduğu (Dilik, 1980) için, muhtaç olanların resmi mercilere minnet etmesi gibi bir durum ile karsı karsıya kalmaları, bu kişilerde psikolojik zedelenme oluşturabilmektedir(Tascı F,2008)

Sosyal yardımların olumsuz yanlarından bir tanesi de, “istismar”a açık oluşuna dairdir. Sosyal yardımlarda istismar iki şekilde ortaya çıkabilmektedir. Birincisi, haksız sebeplerle; yani ihtiyaç sahibi olunmamasına rağmen yardım talep etme veya alma ile ilgilidir. İkinci istismar türü de yardımlardaki mükerrerlik ile ilgilidir. Bu durum, aynı kişinin farklı kurumlardan ayrı ayrı yardım alması anlamına gelmektedir. (Tascı F,2008)

İstismarın, küçük yerleşim birimlerinde tespitinin kolay olmasına karşılık, büyük yerleşim yerlerindeki tespit zorluğu (Çengelci, 1985: 58) dolayısıyla, sosyal yardımların istismar edilmesi, sosyal yardım uygulamaları açısından önemli bir sorun olabilmektedir. (Tascı F, 2008)

Eşgüdüm yokluğu aynı faaliyet kolunda birden çok örgütün, birbirinden habersiz çalışmasına yol açarak verimliliğin düşmesine neden olur. Yoksulluğu azaltmakla sorumlu kuruluşlar arasındaki eşgüdüm eksikliği ve bu kuruluşların yürüttüğü programlarda ortak norm ve standartların bulunmaması yoksullara yönelik etkili bir sosyal koruma sisteminin oluşturulmasını zorlaştırmaktadır. Sosyal refah sağlamada ve yoksulluk politikalarında etkin olan diğer kurumlar arasında, özellikle merkezi yönetimin kurumları ile yerel yönetimler arasında koordinasyon zorunlu görülmeli ve buna göre uygulamalar yerine getirilmelidir. (Bayındırlık Bakanlığı Kentleşme Şurası,2009)

Hizmet tekrarını engellemek için kurumlarla koordinasyon içinde her hizmet alan bireye dosya numarası verilebilir. Suçlamalara yol açmayacak şekilde belediyeler hizmet alımını kayıt altına alırsa koordinasyon kolaylaşır. Sivil toplumun yaptığı yoksulluk çalışmaları kamu yönetimleri için önemli bir gösterge olmamaktadır. Sosyal refah dağıtımında üçüncü sektör önemli işlevler ve görevler üstlenmesine rağmen, bu kesim kamusal refah uygulamaları içinde görülmez. Oysa dinsel hayır kurumlarından gönüllü hizmetlere, yerel derneklere-vakıflara kadar birçok organizasyon refah dağıtmada kilit konumdadır. Yoksullukla mücadele alanındaki sivil toplum kuruluşlarının “federatif bir yapı içinde bir şemsiye örgüt” altında toplanarak güç birliği oluşturmaları yoksullukla mücadeleyi kolaylaştıracaktır. Yerel yönetimlerin hiç olmazsa kendi bölgelerindeki yoksulluk dökümünü çıkarmaları (yoksulluk haritası) kurumlar arası koordinasyonu sağlamaya hizmet edecek, yoksulluk politika uygulamalarını kolaylaştıracaktır. (Bayındırlık Bakanlığı Kentleşme Şurası,2009)

Kurumsal yapıya ve veriye ilişkin karşılaşılan güçlükler ile genel geçer bir yoksulluk/muhtaçlık kriterinin oluşturulamaması kapsamlı bir yoksulluk envanterinin çıkarılmasına mani olmaktadır. Yoksulluğun bağlamsal ve çok boyutlu olması, politikaların da daha esnek ve kapsayıcı olmasını gerektirmektedir. Yoksulluğu giderici programların oluşturulmasında ele alınan değişkenlerin arttırılması ve bunlara dair ortak bir veri setinin oluşturulması ihtiyacı bulunmaktadır. (Bayındırlık Bakanlığı Kentleşme Şurası)

Yoksulluğun giderilmesi için oluşturulacak programlarda mükerrerliklerin engellenmesi ve yönetimsel maliyetlerin azaltılabilmesi için herkese açık bir veri tabanının oluşturulması gerekmektedir. (Bayındırlık Bakanlığı Kentleşme Şurası)

Yoksulluk hedeflemesinin yapılabilmesi için kişinin yoksul olduğuna dair yeterli bilginin elde olması gerekir. Sosyal yardımlarının kime yapılacağının hane göstergelerine dayanarak belirlenmesi için yoksulluk hedeflemesine ve zaman içinde güncelleşebilecek bir sistemin oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle bir veri toplama pahalı ve çok güçlükleri olan bir yöntemdir. Burada sorun bu tür programların yoksul olmayanları içerme riski ile gerçek yoksulların da dışarıda kalabilme riskidir. (Bayındırlık Bakanlığı Kentleşme Şurası)

3.Proje Öncesi Durum

1. Yardım dağıtımı işlemi esnasında yardım alacak kişinin durumu hakkında uzun veya kısa süreli araştırma evresi gerçekleşmekte ve bu durum gerçek ihtiyaç sahibini gerekli ihtiyacı alamadığından ötürü daha da zor duruma düşürmektedir,

2. Belediye ve yardım dağıtmakla görevli kurum ve kuruluşların yapmış olduğu yardımlar bazı ihtiyaç sahibi görünümlü art niyetli kişilerce rant unsuru haline getirilmekte, ciddi anlamda yardımlar istismar edilmektedir,

3. Kurum ve kuruluşlar için dağıtılacak yardım; kendisine beyanda bulunan kişiler için sınırlı kalmakta, çeşitli insani nedenlerden ötürü yardım talep edemeyen gerçek ihtiyaç sahiplerinin mağdurlukları devam etmektedir,

4. Yardım çerçevesinde elde edilen kayıtlar tam bir standart içermemekte olup kurumlar birbirlerinin yaptığı yardımı bilmediklerinden aynı kişiye müteahhit defalar yardım yapılabilmektedir.

Yardım dağıtmakla görevli organizasyonlar tesadüfî bir durum olmadığı müddetçe kendisine beyanda bulunan ihtiyaç sahipleri için yardım yapmaktadır. Yardım faaliyetini alacak olan kişi için yürütülen yardım mekanizması şu şekilde işlemektedir; kişi ihtiyaç duyduğu yardım türü/türleri için istenilen evraklar ile ilgili organizasyona başvurusunu gerçekleştirir, kurumun araştırma ve değerlendirme evresinden sonra sonuç olumlu olur ise gerekli yardımı ilgili organizasyondan sağlar.

Organizasyonların hangi yardımları verdiği bilgisi kendi aralarında genellikle bilinmemesi ve gerekli denetim mekanizmalarının tam işletilmemesi sonucunda yardım hizmetinin suiistimal edilmesine yönelik unsurları beraberinde getirmektedir. Araştırma evresi, kimi organizasyonlar için uzun sürmesi yardımı geciktirmektedir. Özellikle resmi kurumlar yardım yapma öncesinde yardım yapılacak kişiyi ifşa edecek, gurur ve onurunu rencide edecek şekilde kişinin gerçekten yardıma ihtiyacı bulunduğunu belgelemek açısından muhtarlıklardan, üzerinde mal olup olmadığını tapu sicil müdürlüklerinden ve belediyelerin verdikleri “sözüm ona usul yerini bulsun” evrakları ile yapmaktadır.

Kimi özel organizasyonlar içinse; “nasıl olsa birileri yardım yapıyor bunun bir şekilde dağıtılması gerektiği” mantığından veya “kısa zaman aralığında dağıtılmaması” başka maddi külfetleri beraberinde getirdiğinden (depo, soğuk hava deposu vb) yeterince inceleme yapılmaksızın yardımların yapılmasını sağlamakta bu durum başka problemlere yol açmaktadır. Her şeyden önce bazen yardımlar, gerçek ihtiyaç sahiplerine verilmemektedir.

Bilindiği üzere dini günler veya herhangi bir doğal felaket olayı, milletimiz açısından yardımların doruk noktaya ulaştığı zamanlar olarak bilinmektedir. Böylesi bir zaman dilimi içerisinde şehir dışından gelen bir kişi şehirde belirlemiş olduğu özürlü ve yardıma muhtaç bir kişinin evini kendisine cüzi bir bedel vererek kiralamakta ve özürlü kişinin kendisini de akrabası olarak yardım organizasyonlarına tanıtmakta birçok yerden ve birçok türden yardım malzemesi temin ederek başka illerde satmaktadır. Bu örnek yardım ile meydana gelen suiistimallere verilebilecek örneklerden sadece bir tanesidir. Bu tarz suiistimaller kaynak israfı ve gerçek ihtiyaç sahibi ailelerin mağduriyetinin devam etmesini sağlamaktadır.

Başka bir suiistimal örneği ise projenin uygulanmaya başlaması ile görülmüştür. Birçok yardım kurumundan yardım alan bir vatandaşın tapu bilgisi(Yetkilendirme ile sadece ad, soy ad, baba adı ile sorgulanabilmekte, sonuç listede ada ve parsel numaraları veya mekân bilgisi verilmemektedir)sorgulandığında ilgili şahsın üzerinde 30 a yakın mülkiyet olduğu görülmüştür.

Diğer bir örnek ise çeşitli yardım kurumlarından yardım alan bir kişinin evinin bir toptancının iş yerinde bulunacak kadar malzeme ile dolu olmasıdır. Bütün bu etkenlerden ötürü ADNKS ve TAKBİS desteğinin de yer aldığı Coğrafi Bilgi Sistemi tabanlı bir yapılanmaya gereksinim duyulmuş, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Sosyal Bilgi Merkezi Projesi geliştirilmiştir.

4.PROJE AMACI

Proje birbirini etkileyen iki ana unsur üzerine kurulmuştur.1.Sosyal Doku Haritası,2.Sosyal Bilgi Merkezi

Sosyal doku haritası ile amaç; Konya ya Sosyo- ekonomik ve demografik yapının, CBS teknolojisi altlığında çıkarılması, sosyal doku ve fakirlik haritalarının çıkarılması, belediye hizmet dağılımının sosyal boyutunun güçlendirilmesinin sağlanması, vatandaş-belediye arası etkileşimi anketler vasıtası ile desteklenmesi, şehir genelinde ihtiyaç sahibi insanların coğrafi bilgi sistemi altlığında dağılımının görülmesidir.

Bu doğrultuda ihtiyaç sahiplerine ait bölgeler tespit etmek, bu bölgelerde sosyal –ekonomik çalışmaları yoğunlaştırmak, sosyal doku haritalarını, nazım imar planı noktasında stratejik kararlar alırken göz önünde bulundurmaktır.

Sosyal Bilgi Merkezi ile amaç; Konya’da faaliyet gösteren resmi kurumlara ait yardım kurumları ile özel nitelikteki vakıf, dernek, gıda bankası ve aşevlerinin hizmet dağılımını izlemek, yardım kurumlarının koordinasyon içinde çalışmalarını sağlamak, sosyal kurumları bir veri tabanına birleştirerek yardim kuruluşlarının bir birleri ile iletişimi ve koordinasyonu sağlamak, mükerrer yardımların önlenmesini sağlamak, yardım alan kişinin başka hangi yardım kurumu ile ilişiği olduğunu tespit etmek. Yardım öncesinde yardım yapan kurumun yardım yapma /yapmama unsurunda maksimum bilgi sağlayarak işini ve vicdanını rahatlatmak. Bu sayede ihtiyaç sahibi kişi hakkında kişiyi rahatsız edebilecek kovuşturmalar yapmamak. Tüm yardım kurumların rutin çalışma verilerini coğrafi bilgi sistemi ortamına atarak güncel bilginin daimi olarak güncel sosyal doku haritası oluşturmasını sağlamaktır.

5.PROJE UNSURLARI

5.1 Numarataj Çalışması ve Fotoğraflama

Kent Bilgi Sistemi projesi içinde tasarlanan unsurlar birbirleri ile bağlantılı olarak kurgulanmıştır. Proje içinde yapılan numarataj çalışması sonrasında yapılan diğer proje unsurlarının temeli niteliğinde olmuştur. Bu çalışma ile 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca çıkarılan Adres ve Numaralamaya dair yönetmelik hükümleri ile parsele dayalı olma esası içinde numarataj çalışması yapılmış, bütün sokak ve caddelerin başlangıç ve bitişleri yeniden düzenlenmiştir. Çalışma aynı zaman dilimi içinde isabet eden 2007 nüfus sayımı öncesinde tamamlanmış, TUIK tarafından yapılan kontroller ile daha sağlıklı bir hale getirilmiştir. Numarataj çalışması Kent Bilgi Sisteminin doğal platformları olan ortofoto, sayısal kadastro ve imar planı üzerine cadde sokak ve numarataj unsurlarının işlenmesi, her binaya bir sicil numarası verilmesi, sayısal ortamda olan numara unsurunun araziye montajının sağlanmasını kapsamaktadır. Bu sayede şehrin tüm bina envanteri ortaya çıkarılmış ve CBS veri tabanında temsili sağlanmıştır.

Mahalle, cadde-sokak, numarataj bileşenleri KBS tarafında obje esasına göre tanımlanması nedeni ile TUIK tarafından beyhude bir şekilde, mekânı tablo üzerinde ifade etme esasına bağlı olan kodlama sistemi KBS veri tabanında esas unsur olarak değil, paralel unsur olarak yer almıştır. Kodlanması gereken tüm tablolarda, KBS kodlamaları ile TUİK kodlamaları aynı anda tutulmuştur. Bu verilerin TUİK tarafındaki veritabanına gönderilmesi noktasında TUİK tarafından verilen referans numaraları mevcut KBS sistemine aynı anda işlenmiştir. Bu durum sonraki aşamalarda süreci devralan Nüfus Hizmetleri Genel Müdürlüğünün sağladığı Web servislerinin sistem tarafında bütünleşmesine olanak sağlamış ve büyük oranda eşleşme sağlanmıştır. Çevrimiçi olarak T.C kimlikten KBS tarafındaki obje ortamına ilişki sağlanabilmiş, obje ortamında mekâna bağlı olan mülkiyet bilgisi, normalde(NVİ tarafında) mekâna bağlı olmadığı halde, mekânda ifadelendirilen numarataj unsuru üzerinden ilişkilendirilmiştir. Kimlik bilgisi coğrafya üzerinde temsil edilebilir hale getirilmiştir. Bu durum sosyal bilgi merkezi programlarının hizmet alabildiği(yetkilendirmelere göre)bir unsur haline getirilmiştir. Yardım kurumu yardım yapılacak kişiye ait T.C kimlik numarasından, adresin mekânsal konumunu ortofoto haritalar üzerinde görebilme rahatlığına kavuşturulmuştur.

Numarataj çalışması yapılır iken her binanın fotoğrafı çekilmiş olduğundan bu fotoğraflar sosyal bilgi merkezi kısmında kişinin yaşadığı mekânı önceden görerek fikir elde etmesine yardımcı olmaktadır. Tüm bu bilgiler Kent Bilgi Sisteminin zaten yapmakta olduğu rutin güncellemeler sayesinde Sosyal Yardım Kurumları tarafından kullanılabilmekte işlerinde rahatlık sağlamaktadır.

5.2 KBS Veri Tabandaki KBS Numaralarının Barkot Şeklinde Uygulanması

Veritabanında bağımsız bölümü ifade eden bağımsız bölüm referans numaraları, tekrar etmeyen numaralardır. Bu numaraların araziye montajındaki maksat arazide yapılan çalışmaları kontrol etmek, daha önceki numarataj verilerini doğrulamak fazla ve eksik çıkan unsurlar için özel tedbirler almak, barkotların hane numarası olmasını sağlayarak endeks okuma ekiplerinin kontrolünde kullanılmasını sağlamaktır. Sosyal Bilgi Merkezi ilgilendiren kısmı ise, anketörlere bu numaraları anket formunun üzerine yazmasını sağlayarak anketçinin bir şekilde kapı önüne kadar gelmesini sağlamak, anketin mümkün mertebe doğru bilgiler ihtiva etmesi ve anketörün kontrolü amacı ile kullanılmıştır. Barkot yapıştırılmayan mahalleye anketör gönderilmemiş, anketörlerin T.C ve barkot bilgisini doğru getirmesi halinde yapılan ankete ücret verilmiştir.

5.3 Anket Ve Çalışma Yöntemi –Elde Edilen Tecrübeler

Anket çalışmaları öncesinde üzerinde hangi hande yapılacağı adres olarak belli olan anketler önceden çıkarılmış, anketörün el ile adres yazacağı bir yapı ortadan kaldırılmıştır. Anket formu bu şekli ile haneye özel hale getirilmiştir. Bina sicil numaraları(barkot),anket yapan kişiden istenmiş kapı üzerindeki barkot a ait numaranın ankete yazılması sağlanarak anketçinin mutlaka haneye gitmesi sağlanmıştır. Anket Çalışmalarına Eylül 2007 tarihinde başlanmış,2008 Kasım ayında bitirilmiştir. Barkodu(bina sicil numarası) biten mahalle sırasına göre çalışma yürütülmüştür. Anket çalışmalarında dönemsel olarak 75 personel sürekli olmak üzere toplamda 176 personel görev yapmıştır. Çalışmada 291507 haneye bire bir gidilmiş. Bu hanelerden içinde insan barındıran 278469 haneye birebir ulaşılmış.278469 haneden 212425 hanede hane sahipleri ile yüz yüze görüşme sağlanmış,180990 hane ankete katılmıştır. Anket yapmak istemeyen hane sayısı 31435,evde olmayan/kapı açmayan 66044 hane olmuştur. Bu hanelerin adresleri ve anket yapmak istemeyen aileler(T.C numaraları) sistemde kayıtlı bulunmaktadır.

Kent Bilgi Sistemi Sosyal Doku Anketi örneklem bir çalışma yöntemi temelinde yapılmamıştır. Ankete katılan haneye, özürlü varlığı ve türü, kronik hastalık varlığı ve türü (kalp, böbrek, ortopedik, solunum vb hastalıklar),öğrenci varlığı ve sayısı, şehir dışında öğrenci varlığı, gelir durumu, araç varlığı, internet varlığı, eşlerin birlikte olup olmadıkları, sosyal güvence sınıfı ve varlığı, yeşil kartlıların varlığı, çalışabilir durumda olan işsiz varlığı, yakıt tüketim türü, vatandaşın mahallesinde talep ettiği üç ihtiyaç soruları iletilmiştir.

Anketörler belediye tarafından gönderildiklerini ve bu çalışmanın sonraki günlerde belediyeden daha rahat hizmet almak, belediye ve halk arasında bir diyalog ve yakınlaşma çalışması için yapıldığı üzerinde durulmuştur. Anketör kontrolünde en etkin yöntem olarak barkot kullanılmış, zaman zaman anket üzerindeki telefon numaralarından teyitler alınarak denetim yapılmıştır. Çalışmada sabit ücret politikası olmaması, çalışmanın yönteminin anketör açısından zahmetli olması nedeni ile anketör bulmakta zorlanılan zamanlar olmuştur.

Anket ile Sosyal Doku Haritasını ihtiva edecek en genel bilgiler öğrenilmeye çalışılmıştır. Çalışma, başlangıçta bir tespit çalışması olarak belirlenmiştir. Buna neden anketin ihtivası, kişi üzerine yöneltildikçe zaman faktörü nedeni ile maliyetlerin artmasını, anketin yapılmasının proje süresi içinde zorlaşmasını, kişilerden daha zor cevaplar alınmasına neden olmaktadır. Aileye yönelik genel bilgiler sorulması, insanları genelde rahatsız etmediği özele inilmediği nedeni ile daha rahat anket yapılma kanısını oluşturmuştur. Aileye yönelik sorular genelde belediyenin bu çalışmada samimi olduğu noktasında izlenime neden olmuş, evde bulunmadığı için kapı önüne bırakılan notlara istinaden dönüşler yaparak kendisine anket yapılmasını isteyen vatandaşlar olmuştur. Genel çalışma ile tespitler yapılmış anket üzerindeki çapraz sorular, ilgililerce belirlenecek hedef kitleler çeşitli veri tabanı sorguları ile tespit edilecek adreslere, ikinci bir çalışma yaparak içinde psikolog, sosyolog vb uzman ekiplerin olduğu özel bir çalışma ile gerçek ihtiyaç sahiplerini bulmak, projenin hedefinin bir kısmını yerine getirmiş olacaktır.

5.4 Verilerin Toplanması Ve Verilerin Adres Standartlarına Çevrilmesi

Sosyal bilgi merkezi, öncelikle tüm yardım kurumlarından yardım verilerinin toplanması ile işe başlanmıştır. Bu verilerin güncellenebilir bir model içinde yer almasını sağlamak, yardım unsurunu harita üzerinde temsilini sağlamak amacı ile tek geçerli referans olan adres unsuru Kent Bilgi Sisteminde bulunan mekânsal adres unsurları ile örtüştürülmüştür.

Toplamda 24 adet kurum-dernek-vakıf tan toplanan 99230 adet veri adres standartların çok gerisinde bulunmaktadır. (adres ile ilişkilendirilebilen- cadde-sokak bazında- kayıt sayısı 68.167 kişidir). Verilerin coğrafi adreslemeden uzak bütünü ile geleneksel adres yöntemi ile barındırılması, hatta hiçbir adres verisi dahi olmaksızın sadece tarife göre kayıtların alınması, kaydı alan kişilerin kayıt içeriğinde geçen adresi kendince yorumlaması görülen en önemli problemler arasında yer almıştır.

Yardım organizasyonlarının veritabanlarında bulunan kayıtlar incelendiğinde her kayıt başlığının dolu olmadığı görülmektedir. T.C. kimlik numarası aynı olduğu halde iki farklı yardım organizasyonunda farklı doğum tarihlerine sahip olduğu görülmüştür. Diğer kayıt desenlerinin de dolu olması gerekli olduğu halde kayıtlara rastlanılmamaktadır (Örneğin T.C. kimlik ve kimlik bilgilerinin boş olması, yardım türünün belli olmaması gibi). Kurum ve kuruluşlardan toplanan veri kütüklerinin birleştirilmesi ile 68.167 kayıtlık veritabanı elde edilmiştir. Verilerin birleştirilmesi işlemi içeriği ile birlikte bütününü kapsayacak şekilde yapıldığı için veriler mevcutta olduğu şekilde veritabanında yer almaktadır.

68.167 adet kaydın yer aldığı birleşmiş veri tabanında gıda, yakacak, nakit yardımı, v.b. başlıkları içerir “Yardım Türü” başlığı altında % 68’lik kısmın boş olduğu görülmüştür. Bu durum hangi tür yardımın yapıldığını tanımsız hale getirmektedir.% 61’lik kaydın T.C. numarası bulunmamaktadır. Bilindiği üzere T.C. kimlik numarası kişiyi ayırt etmenin günümüzde objektif bir şeklidir. Bu durumun bulunmaması yardımın kime verildiğini net olarak göstermemektedir. % 56’lık kayıtta mahalle adı verisi bulunmamaktadır. Eski numarataj durumuna göre(numarataj çalışması ile numaralar değiştiği için) aynı sokak isimleri farklı mahallelerde olacağı ve kayıtların da büyük çoğunluğunun eski numarataj a göre yapıldığı düşünüldüğünde büyük önem arz etmektedir. Hem T.C. kimlik numarası hem de mahalle adı boş olan kayıt sayısı 9097 adettir. Bu durum eski numarataj yapısına göre düşünüldüğünde bir karmaşa meydana getirmektedir.

Bu çalışma ile, her ne kadar veri toplama amacı ile yapılmış olsa da standartları oluşturulmamış, CBS ye dayalı olmayan adres unsurunun hesap verebilir ve yorumlanıp analiz edilebilir bir yapıda olamayacağı görülmüştür. Dolayısı ile şeffaf ve hesap verebilir bir yardım unsurunun gerçekleşebilmesi için tüm yardım kurumlarının bağlı olduğu bir veritabanının olması gerektiği bu veri tabanının ise coğrafi veri üzerine indekslenebilen bir adres veri tabanı üzerine kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır

6. SOSYAL BİLGİ MERKEZİ (SBM) MODELİ

Sosyal doku haritasının; anket çalışması sonrası; beslendiği ve güncellendiği altyapı Sosyal Bilgi Merkezi olacaktır.

7. SOSYAL BİLGİ MERKEZİ YAZILIM PLATFORMU TEKNİK ÖZELLİKLERİ

Kent bilgi sisteminden sonra doğmuş ve veri kaynakları olarak kent bilgi sisteminden beslenen kendisine özgü veri setleri de barındıran bir proje olarak kurgulanmıştır. Bu kurgu içerisinde kurum ve kuruluşların rahatlıkla kullanımını sağlayacak şekilde WEB servisi destekli yazılım teknolojisi ile yazılım altyapısı geliştirilerek internet ortamından kullanıcıların proje başlıklarını ve detaylarını kullanmaları sağlanmıştır. Yazılım altyapısı olarak .Net C# ve Mapxtreme altyapısında geliştirilmiş olup WEB servisi tabanlı ve Oracle SDO (Spatial Data Object) veritabanı mimarisinde işlemektedir. Yazılım içerik olarak yardım gerçekleştiren organizasyonların istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmiştir.

8. SOSYAL DOKU HARİTASI VE BAZI SONUÇLARI

Bildiride bu kısma kadar anlatılan hususlar, rutin sosyal yardım unsurlarının koordinasyonunu içeren ancak bu koordinasyona esas olması gereken unsurun her koşulda CBS olması gerekliliği üzerinde durulmuştur. Bu kısımda ise bu verilerin CBS de temsil edilmesi ile şehir yönetiminde nasıl bir sonuca gidildiği üzerinde durulacaktır. Bildiri sayfa sınırı yetmediği için analiz örnekleri bildiriye bağlı sunum sırasında gösterilebilecektir. Verilerin Coğrafi Anahtara bağlı olması sonucunda normalde kurumlar, rutin çalışmalarını yaparken arka tarafta pek de bilmedikleri analiz ortamına veri sağlamaktadır.

Sosyal doku Haritasında ilk unsur ısınma bilgileridir. Hanenin ısınma bilgileri Konya genelinde %18 oranında doğalgaz %2 oranında fuel-oil %80 oranında kömür kullanıldığı görülmüştür. Bu duruma mahsus olarak çıkarılan haritalarda hangi bölgelerde yoğunlaşmalar olduğu, doğalgaz verilebilecek(yapı ve nüfus açısından) hangi bölgelerin olabileceği, fizibilite açısından doğalgaz kullanmaya yönelik uygun alanlar haritalandırılmıştır. CBS ortamında SQL kriterlerini kullanarak örtüşme analizleri ile kronik hastalıklardan solunum hastalığı ve yakıt kullanımı çaprazlandığında Solunum hastalıklarının tek etken olmamakla birlikte doğalgazın yoğun kullanıldığı yerlerde, kullanımın daha az olan yerlere göre daha düşük olduğu sonucuna varılmıştır. Isınma verilerinden, ölçüme esas taşımayan(kömür kullanımın olduğu yerleri kirli kabul ederek) veriler ile potansiyel kirlilik alanları haritalandırılabilmektedir.

İkamet bilgisinde mülk sahibi olanların oranının %64,9 kiracı olanların 33,7, lojmanlarda ikamet oranının ise %1,4 olduğu görülmüş buna bağlı olarak gelir durumu çaprazlaması ile kıyas yaparak hem kiracı hem de gelir durumu itibarı ile daha düşük gelir durumunda olan alanlar tespit edilmiştir. Hanede yaşayan nüfus oranı %27,2 ile 4 kişi,%21 ile 5 kişi olduğu görülmüştür. Kalabalık hanelerin yoğunlaştığı bölgeler haritalandırılmıştır. Hanede öğrenim gören sayısı oranına bakıldığında %23,3 ile1 kişi %21,7 ile 2 kişinin öğrenim gördüğü tespit edilmiştir. Bu verinin gelir ve diğer unsurlarla çaprazlanarak nokta analizlerine konu ederek belirli bir hizmet hedefine yönelik haritalandırması yapılmıştır.

Hanelerde devamlı hastalık oranlarında %24,8 ile kronik hastalığın olduğu ve bu hastalığında kendi içinde tansiyon hastalığının %27,3,şeker hastalığının %20,4, kalp hastalığının %16,4, solunum hastalığının %8,3 olduğu görülmüş buna dair yoğunlaşma analizleri yaparak hangi hastalığın hangi bölgelerde yoğunlaştığı ve başka etkenlerle ilişkisinin olup olmadığı haritalara aktarılarak yorumlanmış, çalışma sağlık il müdürlüğü ile paylaşılmıştır. Hane geliri ile kıyasında özellikle tansiyon hastalığının gelir durumuna paralel olarak arttığı görülmüştür.

Özürlü varlığının %5,9 olduğu, özürlülerin kendi içinde ise %29,2 ile ortopedik özürlü varlığının olduğu görülmüştür. Bu kısımdan çıkarılan haritalar ile özürlülere yönelik otobüs seferleri ve yoğunlaşma durumuna göre özel kaldırım ve park çalışmaları idare hedef projeleri arasına girmiştir.

Gelir durumunda hanelerin %46,1 ile 500-1000 TL,%30,9 ile 350-500TL,%13,4 ile 1000-2000 TL arasında gelire sahip olduğu görülmüştür. Gelir durumu birçok veri ile kıyaslama yapılabilen bir unsur olmakla birlikte, genel anlamda Konya ya ait Yoksulluk Haritasını da ortaya çıkarmıştır. Eşlerin birlikte ve ayrı olduklarına ait oranda %91,6 hayatta ve birlikte,%2,5 hayatta ancak ayrı,%5 baba hayatta değil,%0,9 anne hayatta değil şeklinde ortaya çıkmıştır.

Çalışabilir durumda olan işsiz sayısında 1 kişi işsiz durumda olan oran %10,5 2 kişi işsiz durumda olan oran %2,1 dir.
Bu kısımda işsizlerin yoğunlaştığı yerler ile harita üzerinde görülmüş bu yoğunlaşma dış göç unsuru haritası ile örtüştürüldüğünde büyük bir oranda paralellik görülmüştür.

Yukarıda örnek olarak verilen bazı sosyal doku verileri mekân ve aile temellidir. Çalışma istatistikî sonuçlar almak için yapılmayıp, ön tespit amaçlıdır.(2.detay çalışmaya yönelik) Verilen oranlar kişi bazlı olmayıp, aile- hane temellidir. Buradaki birçok husus kendi içinde ve diğer tablosal bilgilerle(örn. nüfus) analiz edilebileceği gibi mülkiyet, alt yapı, imar planı vb objesel unsurlarla da karşılıklı analiz edebilmektedir. CBS ‘ nin insana dayalı olan verileri mekânda temsil eden, güçlü bir yönetim aracı olduğu, uygulamada yönetim erkine nasıl bir güç kattığı bariz bir şekilde görülmüş, salt istatistik sonuçlar yerine, mekâna dayalı analizlerin yönetim erkine daha fazla bilgi verdiği ve yönlendirdiği tespit edilmiştir.

8.SONUÇ

Büyükşehir Belediyeleri 5216 sayılı yasanın 7/v-18/m-24/j maddeleri ile sosyal hizmetlerden sorumludur.Bu sorumluluk, kent de ihtiyaç sahibi yardım kurumlarının entegre edilmesi, birbirlerinin yardımlarını görebilme aynı kişiye birden fazla kurumun yardım yapmasını engellenmesi ,eşgüdüm dahilinde çalışmanın sağlanarak yardımın yapılma amacına hizmet etmesi, önündeki her türlü istismar unsurunu kaldırma temelli başlatılmıştır.Çalışmanın hedefinde başkanlık makamınca ortaya konulan sosyal doku haritası ve bu haritanın doğal olarak CBS ortamında hazırlanması gereği yapılacak entegrasyona esas yazılım platformu CBS temelli olmasını gerektirmiştir.Bu sayede uygulamada ilgisi yok gibi görünen insana bağlı sosyal unsurlar ile mekana bağlı unsurların etkileşimi , CBS’ nin Konya özelinde şimdiki zamana ve geleceğe yönelik yönetim politikalarının belirlenmesinde önemli bir etken olarak kullanılabileceğini göstermiştir.

Projenin uygulanmaya başlamasından itibaren yardım için başvuru yapanlara yönelik araştırma evresinde verimlilik artışı sağlanarak, yardım sonuçlarının elde edilmesi daha hızlı ve etkin hale gelmiştir. Bu durum yardım yapmak için gerekli ön araştırma evresinin daha hızlı sonuçlanmasını beraberinde getirerek proje kullanıcılarına büyük kolaylık sağlamaktadır. Projenin sahip olduğu teknolojik içeriğin geliştirilmesi ile ihtiyaç sahiplerinin, kendilerinin haberi olmaksızın tespit edilmesi, tanınması ve gerekli yardımların kendileri talepte bulunmadan verilmesini sağlamaktır. Yardım alanların ve aldığı kurumların sistemde takibinin olması gerekli resmi yetkilere sahip denetime açık mekanizmalarına da ayrıca şeffaflık sağlamaktadır.

Proje kapsamında oluşturulan yazılım altyapısı yardım ile ilgili kurum ve kuruluşlara hiçbir maddi kaygı gözetilmeksizin verildiği için de katılım açısından cazip unsur haline gelmiştir. Özel vakıf ve dernekler statülerinden ötürü veriye erişimde sınırlı kalmaktadırlar. Bu sınırlılık kişisel verilerin güvenliğinden kaynaklanmakta olup bütünü ile art niyetli kullanımlara yönelik güvenlik tedbirinin sağlanmasından ötürüdür. Tüm yardım kurumları, valilik makamında yapılan toplantıda alınan kararlara göre sistemin belirli bölgelerini kullanma veya kullanmama yetkisine haiz olmaktadır. Sosyal Yardım unsurunu tek elden yönetmek mümkün ve reel görülmemektedir Bunun yerine Büyükşehir Belediyelerine 5216 sayılı yasanın 8.maddesi ile verilen, alt yapı kurumlarının entegrasyonu amacını taşıyan maddede olduğu gibi tüm yardım kurumlarının bağlı olmak zorunda olduğu, eşgüdüm dâhilinde çalışan Sosyal Yardım Koordinasyon Merkezi şeklinde yeni bir yasa ve yapılanmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu koordinasyon merkezi, prosedürleri en aza indirgeyecek işlevsel CBS temelli bir yazılım platformu üzerinde çalışmak üzere kurgulanır ise yardım kurumları daha organize ve hızlı bir şekilde gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmış olacaktır.

Halen yapılan, yardım yöntem ve usulleri, kaynak israfına ve istismarlara açık durumdadır. Bu durum maddi külfeti bir yana idarecilerin gerçek ihtiyaç sahibini bilmediklerinden dolayı manevi olarak da sorun teşkil etmekte, gerçek ihtiyaç sahipleri yardım unsurlarından yeterince istifade edememektedir. Devletin halkını bilmediği bir yapıda ihtiyaç sahibini bulmak klasik usuller ile olmaktadır. Bu klasik usuller bazı durumlarda gerçek ihtiyaç sahibini bulmak yerine içinde bir çok istismarı barındırabilmektedir. Elbette ki kişisel bilgiler mahrem olmalıdır. Ancak mevcut işleyiş içinde bir çok devlet kurumu ve özel vakıf-dernek gibi teşkilatların rutin işleyişleri vatandaş ile olan irtibatları, bu irtibatların genellikle bilgisayar ortamında bulunuyor olması, bu bilgilerin bir merkezde toplanması, analiz edilmesi, puanlanması akabinde oluşturulacak kriterler ile her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sosyal durumunu ortaya koyan ve kimlik bilgisine kaydedilerek kişiye veya ailesine özel bir puan oluşturarak, ülke genelinde sosyal yardım unsurunu daha organize ve optimum şekilde yapabilmek mümkün olacaktır.

 

KAYNAKLAR
Bayındırlık Bakanlığı Kentleşme Şûrası Kentsel Yoksulluk, Göç Ve Sosyal Politikalar, 2009,Ankara

Çengelci. E , “Türkiye’de Sosyal Yardımlar: Bir Model Geliştirme Denemesi,” (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, S.B.F.),1985, Ankara

Dilik, S , “Sosyal Yardımlar-İki Anlamlı Bir Terim,” Ankara Üniversitesi S.B.F. Dergisi, C. XXXV, S. 1-4, Ocak-Aralık 1980, s. 55-72.

Gerek. N. ve A. ilhan Oral, Sosyal Güvenlik Hukuku, Anadolu Üniversitesi Yay,2004, Eskişehir

Koçak H. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, I. CBS Günleri Sempozyumu 2008

Özdemir. S , Küreselleşme Sürecinde Refah Devleti, İstanbul, İTO,Yay., No. 2004-69.

Tascı. F İ.Ü. İktisat Fakültesi, Kamu-İs, C:9, S:4/2008

Sinan E.Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 4. Coğrafi Bilgi Sistemleri Bilişim Günleri, 13 – 16 Eylül 2006, Fatih Üniversitesi, İstanbul